Aklımda beliren soru;
MİNİK AYLAN'IN SEBEBİ KİM?
Dünya'da iç savaşların olduğu her dönemde MÜLTECİ sorun ve dramları yaşanmıştır. İçinde bulunduğumuz dönemde Ortadoğu coğrafyasında yaşanan çatışmalar nedeniyle masum sivil halk ağır bedeller ödemektedir. Gerek Şengal Dağı'nda açlıktan ölen çocuklar gerek bugün cansız bedeni kıyıya vuran çocuk ve diğer mülteciler Uluslarası Toplumun pasif katkısıyla meydana gelen dram tablolarıdır.
MİNİK AYLAN'IN SEBEBİ KİM?
Dünya'da iç savaşların olduğu her dönemde MÜLTECİ sorun ve dramları yaşanmıştır. İçinde bulunduğumuz dönemde Ortadoğu coğrafyasında yaşanan çatışmalar nedeniyle masum sivil halk ağır bedeller ödemektedir. Gerek Şengal Dağı'nda açlıktan ölen çocuklar gerek bugün cansız bedeni kıyıya vuran çocuk ve diğer mülteciler Uluslarası Toplumun pasif katkısıyla meydana gelen dram tablolarıdır.
Peki nedir Uluslarası toplum?
Uluslarası toplum Birleşmiş Milletlerden en küçük ülkelerde faaliyet gösteren STK lara varana kadar herkestir. Bugün Birleşmiş Milletlerin Mülteci Hukuku konusunda duyarsızlığı açıktır. Bunun yanında Arap ülkeleri herhangi bir şekilde Mülteci KABUL ETMEZKEN Türkiye gibi ülkelerde ise aşırı göçten çekinildiği için Mülteci adı altında değil Geçici Hukuki Koruma statüsünde sığınmacı kabul etmektedir. Ve enteresandır ki Türkiye sözleşmeye koymuş olduğu çekince ile sadece Avrupa ülkelerinden gelecek mültecileri yani aslında pek de gelmeyecek olan mültecileri kabul edeceğini bildirmiştir.
İç çatışmadan kaçan Ortadoğulular Türkiye üzerinduen Avrupaya geçmeye çalışmakta ve hukuki yollardan bunu yapamayanlar (Ki hukuki olarak geçmeleri neredeyse mümkün değil) gayri resmi ve ölümcül yollar üzerinden Avrupa'ya geçmeye çalışmaktadırlar.
Bugün Avrupa Konseyinde imzalanan sözleşmeler ile hukuki yoldan mülteci kabul eden Avrupa ya başvurular BM üzerinden yapılmakta ve kitlesel göçlerde BM tarafından çok uzun vadelerde randevular verilmektedir. Ancak gayriresmi yollardan Avrupa'ya ulaşmayı başaranlar ise bir şekilde Mülteci sıfatını kazanıp hatta ilerde hukuki yollarla ailesini dahi yanına alabilmektedir. Yani aslına bakarsanız Uluslarası Toplum çaresiz insanlara şunu söylüyor: ''Siz gayri resmi yollardan gelin, eğer olur da yolda ölmezseniz biz sizi kabul ederiz.''
Peki Uluslarası Toplumun duyarsızlığı karşısında ne yapılabilir?
Şüphesiz yapılması gereken bugün olduğu gibi Aylan'ın cansız bedeni üzerinden GÜNAH ÇIKARMAK değil, Aylan'lar yitirilmeden önce ülke ve uluslarası toplum politikalarına karşı ses çıkarmak, haykırmaktır. Zira Aylan vakası ilk değildir ve böyle giderse de son olmayacaktır. IŞİD den kaçan Ezidiler Şengal Dağında çocuklarının AÇLIKTAN ÖLMÜŞ CANSIZ BEDENLERİ BAŞINDA ÇARESİZ BEKLERKEN alınan görüntüler Sosyal Medya ve sair alanlarda paylaşılmıştı ancak belki de Aylan kadar simgeleşememişlerdi. Elbette acılar yarıştırılamaz ve bir acı diğerinden üstün değildir. Ancak varmak istediğim nokta şu ki; Şengal Dağı'nda açlıktan ölen çocuklar ve diğer vakalara duyarlılık gösterilseydi. Ya da böyle dramların yaşanacağı öngörüldüğü halde aktive olunsaydı, Aylan belki bugün yaşıyor olacaktı.
Uluslarası toplum Birleşmiş Milletlerden en küçük ülkelerde faaliyet gösteren STK lara varana kadar herkestir. Bugün Birleşmiş Milletlerin Mülteci Hukuku konusunda duyarsızlığı açıktır. Bunun yanında Arap ülkeleri herhangi bir şekilde Mülteci KABUL ETMEZKEN Türkiye gibi ülkelerde ise aşırı göçten çekinildiği için Mülteci adı altında değil Geçici Hukuki Koruma statüsünde sığınmacı kabul etmektedir. Ve enteresandır ki Türkiye sözleşmeye koymuş olduğu çekince ile sadece Avrupa ülkelerinden gelecek mültecileri yani aslında pek de gelmeyecek olan mültecileri kabul edeceğini bildirmiştir.
İç çatışmadan kaçan Ortadoğulular Türkiye üzerinduen Avrupaya geçmeye çalışmakta ve hukuki yollardan bunu yapamayanlar (Ki hukuki olarak geçmeleri neredeyse mümkün değil) gayri resmi ve ölümcül yollar üzerinden Avrupa'ya geçmeye çalışmaktadırlar.
Bugün Avrupa Konseyinde imzalanan sözleşmeler ile hukuki yoldan mülteci kabul eden Avrupa ya başvurular BM üzerinden yapılmakta ve kitlesel göçlerde BM tarafından çok uzun vadelerde randevular verilmektedir. Ancak gayriresmi yollardan Avrupa'ya ulaşmayı başaranlar ise bir şekilde Mülteci sıfatını kazanıp hatta ilerde hukuki yollarla ailesini dahi yanına alabilmektedir. Yani aslına bakarsanız Uluslarası Toplum çaresiz insanlara şunu söylüyor: ''Siz gayri resmi yollardan gelin, eğer olur da yolda ölmezseniz biz sizi kabul ederiz.''
Peki Uluslarası Toplumun duyarsızlığı karşısında ne yapılabilir?
Şüphesiz yapılması gereken bugün olduğu gibi Aylan'ın cansız bedeni üzerinden GÜNAH ÇIKARMAK değil, Aylan'lar yitirilmeden önce ülke ve uluslarası toplum politikalarına karşı ses çıkarmak, haykırmaktır. Zira Aylan vakası ilk değildir ve böyle giderse de son olmayacaktır. IŞİD den kaçan Ezidiler Şengal Dağında çocuklarının AÇLIKTAN ÖLMÜŞ CANSIZ BEDENLERİ BAŞINDA ÇARESİZ BEKLERKEN alınan görüntüler Sosyal Medya ve sair alanlarda paylaşılmıştı ancak belki de Aylan kadar simgeleşememişlerdi. Elbette acılar yarıştırılamaz ve bir acı diğerinden üstün değildir. Ancak varmak istediğim nokta şu ki; Şengal Dağı'nda açlıktan ölen çocuklar ve diğer vakalara duyarlılık gösterilseydi. Ya da böyle dramların yaşanacağı öngörüldüğü halde aktive olunsaydı, Aylan belki bugün yaşıyor olacaktı.
Aylan'a belli ki herkes üzüldü ama EN KOLAY ÇARESİZLİKTİR
ÜZÜLMEK ve bu durum çoğu zaman BİLİNÇLİ veya BİLİNÇSİZ GÜNAH ÇIKARMADIR.
Türkiye Mülteci sorununu çözebilecek ve bu durumu uzun vadede kendi lehine çevirebilecek bir ülkedir.
Ben Aylan'ın kıyıya vurmuş cansız bedenini gördüğümden bu
yana kendimde değilim, aynı şekilde Şengal Dağı'nın tepesinde açlıktan ölen
onlarca çocuğun cansız bedenlerini gördüğümde de günlerce kendime gelemedim.
Ancak ne yazık ki ölümün geri dönüşü yok. Günlerce ve belki
aylarca Aylan'a ağlamak, ah etmek ve sonrasında unutmak, tekrar üzülmek için
yeni cansız çocuk bedenleri beklemek demektir.
SOMUT OLARAK SÖYLÜYORUM; AĞLAYIP SIZLAMAYI BİR KENARA
BIRAKIN, AYLAN İÇİN YASIMIZI TUTTUKTAN SONRA TÜRKİYE'NİN MÜLTECİ HUKUKU
KONUSUNDAKİ İÇ VE DIŞ MEVZUATININ YENİDEN ve İNSANCIL ŞEKİLDE DÜZENLENMESİ İÇİN
ELİMİZDEN GELENİ YAPALIM. SONUÇ VERECEK OLAN TOPLANTILAR, ÇALIŞTAYLAR DÜZENLEYELİM, MEVZUATIN GELİŞTİRİLMESİNİ SAĞLAYALIM. KARDEŞLERİMİZE GERÇEKÇİ OLARAK
KUCAK AÇALIM.
AĞLAMAK ve UNUTMAK BİZİM EN KOLAY YAPTIĞIMIZ DAVRANIŞ
BİÇİMİDİR. BU DAVRANIŞ BİÇİMİ DEĞİŞMEDİĞİ SÜRECE GEREK ÜLKE İÇİ GEREK ÜLKE DIŞI
ve ÜLKEYE YANSIYAN BİRÇOK DRAM YAŞARIZ.
İNSANLARIN ÖLMEDİĞİ, ÇOCUKLARIN ÖLMEDİĞİ GÜZEL BİR ÜLKE İNŞA
ETMEK VE BU GÜZELLİĞİ TÜM DÜNYAYA YAYABİLMEYİ İÇİM KIRGIN AMA UMUDUNU
YİTİRMEMİŞ HALİMLE İÇTENLİKLE DİLİYORUM.
AV.SERDAR ÖZGÜNEY
AV.SERDAR ÖZGÜNEY